Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Polisler onu Paris'e kadar izledi.
- The police have traced her to Paris.
Onda kötülüğün zerresi bile yoktu.
- There was no trace of evil in her.
Polis henüz şüphelinin izini bulmadı.
- The police have found no trace of the suspect yet.
Polis, evi baştan başa aradı ama Fadıl'dan hiçbir iz bulmadılar.
- Police searched the house from top to bottom but they found no trace of Fadil.
Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Polis her yere baktı ve Tom'la ilgili hiçbir iz bulamadı.
- The police looked everywhere and could find no trace of Tom.
Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.
- Traces of soap were found in the victim's lungs. I suppose they drowned her in the bath.
Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı.
- There were traces of blood inside Dan's car.
Your cell phone company can put a trace on your line.
There was no traceable evidence left, when the detectives arrived.
... lf we were to trace our lineage back far enough, ...
... And most of my opinion, actually, I can trace back to ...