Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.
- There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.
Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.
- When their leader died, they placed his body in a large tomb.
Piramitler mezarlardır.
- The pyramids are tombs.
Biz bu gün atalarımızın mezarlarını ziyaret ediyoruz.
- We visit the tombs of our ancestors on this day.
... as for the tomb of the meters behind it snow its missiles were built in the ...