Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
She slapped him in the face.
- O onun yüzüne tokat attı.
If you do that again, I'll sock you.
- Bunu bir daha yaparsan sana tokat atarım.
I wanted to smack you.
- Seni tokatlamak istedim.
A man who smacks his wife around is contemptible.
- Karısına tokat atan adam aşağılıktır.
She gave him a slap in the face.
- Onun yüzüne bir tokat attı.
Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
Instead of slapping him in the face, she spit in it, and walked contemptuously away.
- Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı.