together with

listen to the pronunciation of together with
Английский Язык - Турецкий язык
ile beraber

Emily ile beraber gitmek istiyorum. - I want to go together with Emily.

ile birlikte

Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz. - You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.

Baba oğlu ile birlikte, ne kadar rahat! - The father is together with his son, how cozy it is!

ile

Tom Mary ile geri döndü. - Tom got back together with Mary.

Tom geçen yaz Mary ile ilşkiyi bitirdi fakat şimdi o onunla yeniden beraber olmak istiyor. - Tom broke up with Mary last summer, but now he wants to get back together with her.

along
boyunca

İsa, Galilee Denizi boyunca geçerken, Simon ve kardeşi Andrew'in göle bir ağ attıklarını gördü. - As Jesus passed along the Sea of Galilee, he saw Simon and his brother Andrew casting a net into the lake.

Otobüs engebeli yol boyunca giderken takırdadı. - The bus rattled as it drove along the bumpy road.

along
yanına

Kamerayı yanına almayı unutma. - Don't forget to take along the camera.

along
ileriye
along
beraberine
along
yanısıra
along
süresince
along
orada
along
buraya

Tom'u kim buraya davet etti? - Who invited Tom along?

Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin. Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme! - I'll bring my dog along, so you can meet him. What?! Don't you dare bring that animal here!

along
kıyısında
along
(Ticaret) alonj
along
orada/oraya
along
birlikte

Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler. - Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi. - My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.

along
yanında

Tom'a Mary'yi yanında getirmesini söyle. - Tell Tom to bring Mary along.

Arkadaşını yanında getir. - Bring along your friend.

along
alongshore kıyı boyunca
along
bordasına
along
yanı sıra

Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir. - Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.

along
ileri
Английский Язык - Английский Язык
along with
along
together with

    Расстановка переносов

    to·geth·er with

    Турецкое произношение

    tıgedhır wîdh

    Произношение

    /təˈgeᴛʜər wəᴛʜ/ /təˈɡɛðɜr wɪð/

    Видео

    ... I want to bring down the tax burden on middle-income families. And I'm going to work together with ...
    ... they grouped it together with a bunch ...
Избранное