Bu, yel değirmenleriyle mücadele etmek gibi.
- It's like fighting windmills.
Hollanda'da nereye gidersen git, yel değirmenlerini göreceksin.
- Regardless of where you go in Holland, you will see windmills.
Hollanda'yı ziyaret edene kadar hiç yel değirmeni görmemiştim.
- I had never seen a windmill until I visited the Netherlands.
Tepede bir yel değirmeni var.
- There is a windmill on the hill.
She ran down the hill, windmilling her arms with glee.