Eğer gerçekten boş zamanın varsa, bir kitap oku. Koğuş kütüphanesinden bir tane ödünç al.
- If you really have free time, read a book. Borrow one from the ward library.
Tom mühendislik dalında mastır yapmak için çalışıyor.
- Tom is working toward a master's degree in engineering.
O,ona karşı sevgisini kaybettiği için değil onu sevdiği için saçını kestirdi.
- She got her hair cut because she likes it not because she had lost her love towards it.
Leyla semtteki herkesle flört etti.
- Layla flirted with everyone on the ward.
Hasta, kardiyoloji servisine nakledildi.
- The patient was transferred to the cardiology ward.
İyileşme yönündeki ilk adım, bir sorunun olduğunu kabul etmektir.
- The first step toward recovery is admitting that you have a problem.
Tom bana karşı çok cana yakın.
- Tom has been very friendly toward me.
Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
- The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı.
- He went to the beach, and looked far across the sea toward the horizon.
Topu duvara doğru çekti.
- He tossed the ball towards the wall.
Ona karşı tavrım değişti.
- My attitude towards him changed.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
On yıldır hapishane müdürüydüm.
- I was a prison warden for ten years.
Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
- It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
Kötü şansları önlemek için tuz serpiyoruz.
- We sprinkle salt to ward off bad luck.
She moved toward the door.
I'm saving money toward retirement.
ere that wished day his beame disclosd, / He either enuying my toward good, / Or of himselfe to treason ill disposd / One day vnto me came in friendly mood .
Why, that is spoken like a toward prince. ― Shakespeare.
On the morrow our Lord Abbot orders the Cellerarius to send off his carpenters to demolish the said structure brevi manu, and lay up the wood in safe keeping. Old Dean Herbert, hearing what was toward, comes tottering along hither, to plead humbly for himself and his mill.
They for vs fight, they watch and dewly ward, / And their bright Squadrons round about vs plant .
fencing A guarding or defensive motion or position.
no gate they found, them to withhold, / Nor ward to wait at morne and euening late .