to walk over; to pass through; to traverse

listen to the pronunciation of to walk over; to pass through; to traverse
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to walk over; to pass through; to traverse в Английский Язык Турецкий язык словарь

trace
{f} izlemek
trace
{i} işaret
trace
{f} izle

İzleri hala bulunabilir. - Their traces can still be found.

Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı. - There were traces of blood inside Dan's car.

trace
(Meteoroloji) trase
trace
izini takip etmek
trace
telem
trace
oymak
trace
{i} belirti
trace
(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak
trace
kalıntı
trace
bulmak
trace
izle(mek)
trace
(fiil) çizmek, tasarlamak, izlemek, izinden gitmek, kopya etmek, dayandırmak, dayanmak
trace
(İnşaat) iz, belirti
trace
bulm

Fadıl, Leyla'dan hiçbir iz bulmadı. - Fadil found no trace of Layla.

Polis henüz şüphelinin izini bulmadı. - The police have found no trace of the suspect yet.

trace
{f} dayanmak
trace
dikkatle çizmek veya yazmak
trace
zerre

Onda kötülüğün zerresi bile yoktu. - There was no trace of evil in her.

trace
(Mukavele) izlemek; iz
trace
azıcık şey
Английский Язык - Английский Язык
trace
to walk over; to pass through; to traverse

    Расстановка переносов

    to walk over; to pass through; to trav·erse

    Произношение

Избранное