Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
- Either you or I must attend the meeting.
Tom konferansa katılmak için Boston'a gitti.
- Tom went to Boston to attend a conference.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
- You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.
- I'm so busy I can't attend the party.