to use violence; to make violent effort; to strive; to endeavor

listen to the pronunciation of to use violence; to make violent effort; to strive; to endeavor
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to use violence; to make violent effort; to strive; to endeavor в Английский Язык Турецкий язык словарь

force
zorlamak

Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu. - Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.

Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti. - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

Amerikan kuvvetleri geri çekildi. - American forces were withdrawn.

force
{i} güç

Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu. - The Japanese military forces seemed too strong to stop.

Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü. - Japanese forces marched into Burma.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Onlar geri yürürlükte olacak. - They will be back in force.

Bu kanun hâlâ yürürlükte mi? - Is that law still in force?

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı. - I was forced to sign my name.

Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı. - She forced him to eat his vegetables.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
Английский Язык - Английский Язык
force
to use violence; to make violent effort; to strive; to endeavor

    Расстановка переносов

    to use violence; to make vi·o·lent effort; to strive; to en·deav·or

    Произношение

Избранное