O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
- That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.
- Marriage is a type of human rights violation.
Onun görevi bütün mektupları yazmaktı.
- Her job was to type all the letters.
Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.
- The factory is producing a new type of car.
Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar.
- There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
- I can't stand those goody-goody types.
Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
- The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
- Various types of philosophy originated in Greece.
Spätzle bir çeşit alman pastasıdır.
- Spätzle are a type of German pasta.
Tom dedikodu yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the type of person who gossips.
Bir haiku bir şiir türüdür.
- A haiku is one type of poem.
Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.
- I will ask Mary to type the letters tomorrow.
Bayan tanaka daktiloyla yazabilir, değil mi?
- Ms. Tanaka can type, can't she?
Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.
- You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard.
Yuka Alice'den daha iyi yazar.
- Yuka types better than Alice.
Bu kol saati yeni bir model.
- This watch is a new type.
Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.
- This is same type of camera as the one I lost.
The doctor ordered the lab to type the patient for a blood transfusion.
the type of a genus, family, etc.
set in bold type.
... you would ask a friend and not by having to type keywords ...
... you type, the results are arriving before you've even ...