Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
Yakalandı ve duruşma için tutuldu.
- He was captured and held for trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Deneme beş gün sürdü.
- The trial lasted five days.
Deneme neredeyse yapılmıştı.
- The trial was all but done.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.