Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
- Older people are often afraid of trying new things.
Bunu denemek istiyorum.
- I'd like to try this on.
Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
- It was mad of him to try to swim in the icy water.
Daha kibar olmayı denemelisin.
- You should try to be more polite.
Okulda daha fazla gayret etmek zorundayım.
- I have to try harder at school.
Tom makalesini tekrar yazmak zorundaydı.
- Tom had to rewrite his essay.
Bu makale büyük bir gelişme gösterir.
- This essay shows a great improvement.
Tom'un denemesinin birçok yazım hataları vardı.
- Tom's essay had many typos.
Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.
- It took me 2 hours to finish the essay.
Döküm içindeki kolumla bunu yapmaya çalışmak gerçekten çok sinir bozucu.
- It's just so frustrating to try to do this with my arm in a cast.
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
- Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
Ona uğraşmak anlamsız.
- It's nonsense to try that.
Sonunda Tom'u odasını temizlemeye ikna etmek için uğraşmaktan vazgeçtim.
- I finally stopped trying to persuade Tom to clean his room.
Onu geri getirmeye çalışmak aptalca olur.
- To try to bring it back would be foolish.
Tom'un Rusça öğrenmeye çalışmakla ilgilendiğinden bile şüpheliyim.
- I doubt that Tom is even interested in trying to learn Russian.
Niçin tenisi denemiyorsun?
- Why don't you give tennis a try?
Daha kibar olmayı denemelisin.
- You should try to be more polite.
Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.
- I have a few essays to write by tomorrow.
Ben bir deneme üzerinde çalışmak zorunda kaldım.
- I had to work on an essay.
Bir kompozisyon yazabilir misin?.
El yazısı kompozisyonlar kabul edilmeyecektir.
- Handwritten essays won't be accepted.
O bize tatil sırasında yazmamız için bir kompozisyon verdi.
- He gave us an essay to write during the vacation.
Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.
- The reason why you failed is you did not try hard enough.
Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.
- The country is trying hard to make up for her trade deficit.
Today I scored my first try.
Try this—you’ll love it.
I gave sushi a try but I didn’t like it.
You are trying too hard.
I'll come to dinner soon. I'm trying to beat this level first.
euery feend his busie paines applide, / To melt the golden metall, ready to be tride.
... will be significantly more successful that if you try on January the first ...
... And try to make it happen, I don't know, maybe 10 years ...