Ne güzel bir sürpriz!
- What a lovely surprise!
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Seni şaşırtmak istemedim.
- I didn't want to surprise you.
Onları şaşırtmak istedim.
- I wanted to surprise them.
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
- Tom was caught by surprise.
Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
- After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
Tom'a sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise Tom.
Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
- In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
- This is an unexpected surprise.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
- Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Tom herhangi biri kadar hayret etti.
- Tom was as surprised as anyone.
Tom tamamen hayret etmiş değildi.
- Tom wasn't totally surprised.
Onun sözleri beni şaşırttı.
- His words surprised me.
Onun sessizliği beni şaşırttı.
- Her silence surprised me.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
- Our army took the kingdom by surprise.
The surprise attack was devastating.
Imagine my surprise on learning I owed twice as much as I thought I did.
He doesn't surprise easily.
It surprises me that I owe twice as much as I thought I did.
... where planet Earth is cooking up a surprise. ...
... So it's no surprise that the abandonment rate of shopping ...