Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
Hayatını milleti için verdi.
- He gave his life for the nation.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.
- More than one hundred nations have approved the treaty.
Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
- Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
- America fancies itself the world's freest nation.
Çifte vatandaşlığı seçtim.
- I chose dual nationality.
Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.
- I have the French nationality, but I'm from Vietnam.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
The Roma are a nation without a country.
I'm nation sorry for you. -- Mark Twain.
... this is a colossal nation by us up Charlie Munger ...
... that time. The federal government taking over health care for the entire nation and whisking ...