Onun tamamıyla farkındayım.
- I'm fully aware of that.
Tom'la konuyu tamamıyla görüşmek için zamanım yoktu.
- I haven't had time to fully discuss the matter with Tom.
Ben tamamen tehlikenin farkındaydım.
- I was fully alive to the danger.
Üzgünüm, bugün tamamen ayrılmış.
- I'm sorry, today is fully booked.
Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.
- In order to fully understand how a word is used, it needs to be used in many different contexts.
Durumun öneminin tam olarak farkındayım.
- We are fully aware of the importance of the situation.
Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
- He fully realizes that he was the cause of the accident.
Tom tamamen problemin farkında.
- Tom is fully aware of the problem.