Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
- The thermometer reads three degrees below zero.
Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
- Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Diplomanı nerede aldın?
- Where did you get your degree?
Mary diplomasını haziranda alacak.
- Mary will get her degree in June.
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
- He has a master's degree in mathematics.
Tom yüksek lisansını üç yıl önce aldı.
- Tom got his master's degree three years ago.
Termometre burada otuz derece olduğunu söylüyor.
- The thermometer says it's thirty degrees in here.
Termometre 10 dereceyi gösteriyor.
- The thermometer reads 10 degrees.
Ne dereceye kadar biz ona güvenebiliriz?
- To what degree can we trust him?
Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
- Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
Tom'un bir kanun mertebesi var.
- Tom has a law degree.
Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to a degree.
If they but knew it, almost all men in their degree, some time or other, cherish very nearly the same feelings towards the ocean with me.
Master, we knowe that thou sayest, and teachest ryght, nether considerest thou eny mannes degre, but techest the waye of god truely.
To what degree do the two accounts of the accident concur?.
... getting a science and math degree-- science and math ...
... realizing the degree that we massively ...