Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... And in terms of piano, piano's funny. ...
... ln terms of animals, we're talking about cattle, pigs, sheep, and goats. ...