to take a seat

listen to the pronunciation of to take a seat
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to take a seat в Английский Язык Турецкий язык словарь

sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

Senin yanına oturabilir miyim? - May I sit next to you?

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı. - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.

Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak. - All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.

take a seat
lütfen oturun
take a seat
otur
take a seat
buyrun oturun
sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
take a seat
oturmak

Ben orada oturmak istiyorum. - I would like to take a seat over there.

take a seat
çek bir tabure
Английский Язык - Английский Язык
To sit down; to become seated, to sit
take a chair, have a seat, sit down; please sit down
sit
sit down
to take a seat

    Турецкое произношение

    tı teyk ı sit

    Произношение

    /tə ˈtāk ə ˈsēt/ /tə ˈteɪk ə ˈsiːt/
Избранное