Yabani otları çekmeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğüne dair bir resim çekmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds.
Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.
- All you have to do to take a picture is push this button.
Babama fotoğrafımı çektirdim.
- I had my photograph taken by my father.
Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.
- Photography is now considered a new form of art.
Görevim belgeleri fotoğraflamak.
- My mission is to photograph the documents.
Puro içen bir eşeği fotoğraflamak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu.
- All attempts to photograph a donkey smoking a cigar failed.
... stand together to take a picture. ...
... It can't just be something I can just take a picture of. ...