Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Bunu nasıl idare ettiler?
- How did they manage that?
Küçük bir gelirle idare etmeliyim.
- I must manage on a small income.
Müdür olmak istemiyorum.
- I don't want to be the manager.
Müdür olmak istiyorum.
- I want to be the manager.
He managed to climb the tower.