Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?
- Are we subjects or objects in this process?
Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir.
- Marriage isn't a subject that interests young people.
Ben, dikkatimi konuya yoğunlaştırdım.
- I concentrated my attention on the subject.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
- We study many subjects in high school.
Fizik benim zayıf dersim.
- Physics is my weak subject.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Tarih onun ana branşı değil.
- History is not his major subject.
Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
- The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
İngilizce bir SVO dilidir, çünkü özne önce gelir, ardından fiil ve daha sonra nesne gelir.
- English is an SVO language because the subject comes first, followed by the verb and then the object.
İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır.
- As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.
Uşaklar efendilerinin siparişini gerçekleştirmeye çalıştı.
- The servants tried to carry out their master's order.
Ona hizmet edecek üç hizmetçisi vardı.
- He had three servants to wait on him.
Tom hizmetçilerine karanlıkta yemek yedirdi.
- Tom made his servants eat in the dark.
Her şey tabiat kanunlarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Plan onun onayına tabidir.
- The plan is subject to his approval.
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
Kapa çeneni, cehennemin kulu!
- Shut up, servant of hell!
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.
- Tom was subjected to a full body search.
The Roman Empire ruled many subject territories.
Her favorite subject is physics.
... have to flat subject to the ourselves so the wind and rain ...
... bring in a different subject here. Mr. President, I'll be right back with you. ...