Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Dilleri incelemek inanılmazdır.
- Studying languages is incredible.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
- If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.
- A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother went to the United States to study law.
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
- Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Öğrenmek için her gün okula gider.
- He goes to school to study every day.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Çalışma odasında bir sürü kitap var.
- There are plenty of books in his study.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Almanya'da öğrenim görmek istiyor musun?
- Do you want to study in Germany?
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Ben matematik okumak istiyorum.
- I want to study math.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... thank you Standley I mean study now ...
... and Teddy you know better than to schedule a study date with the boy I've ...