Bir evcil hayvan olarak o bir papağan besler.
- She keeps a parrot as a pet.
Hiç evcil hayvanın var mı?
- Do you have any pets?
O, bir öğretmenin gözdesi.
- She is a teacher's pet.
Tom öğretmenin gözdesi.
- Tom is the teacher's pet.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.
- The American government has always regarded England as America's house pet.
Onların köpeğini okşamıyorum.
- I'm not petting their dog.
Benim kedim onu okşadığımda zevkten mırlar.
- My cat purrs with pleasure when I pet it.
Sen öğretmenin sevgilisisin.
- You're the teacher's pet.