Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
- I had to give up my plan.
Onlar tüm plandan vazgeçmekten başka seçenekleri olmadığını kabul ettiler.
- They agree that they have no choice but to give up the whole plan.
Hayalinden umudunu kesmek zorundaydı.
- She had to give up her dream.
They gave up the search when it got dark.