Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
- I'll make an effort to get up early every morning.
Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Çabalar her zaman faydalı olmaz.
- Efforts do not always pay off.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.
- Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.
Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız.
- We always have to make efforts to reach our goals.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
O ders beni gerçekten teşvik etti.
- That lecture really stimulated me.
Hayal gücümü canlandırdı.
- It stimulated my imagination.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...