Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
- I had to stay in bed all day.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
- Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
- While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
Tom'un ondan uzak durmasını istedim.
- I asked Tom to stay out of it.
Buradan uzak durmalıyım.
- I should stay away from here.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Tetikte beklemek zorundayız.
- We have to stay alert.
Tom ve ben hemen çıktık, ancak Mary John'u beklemek için arkada kaldı .
- Tom and I left right away, but Mary stayed behind to wait for John.
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Sağlıklı kalmak her zaman kolay değil.
- It's not always easy to stay healthy.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from him.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from her.
O, üç hafta New York'ta kaldı.
- He stayed in New York for three weeks.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Kalışını beş gün uzattı.
- She extended her stay by five days.
Londra'da kalışımız çok kısa idi.
- Our stay in London was too short.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
... think it's more attractive in some cases to go offshore than to stay here. We have ...
... took pictures I told to stay in touch a few months later ...