O bir süre tereddüt etti. - He hesitated for a while.
O bir süre tereddüt etti.
He hesitated for a while.
O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi - He did not hesitate in taking his share of the money.
O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi
He did not hesitate in taking his share of the money.