to somebody

listen to the pronunciation of to somebody
Английский Язык - Турецкий язык
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

birine

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

birisi

Birisi telefona cevap verebilir mi? - Can somebody get that?

Onun bir gün birisi olacağından eminim. - I'm sure he's going to be somebody someday.

{i} biri

Biri onu küvette boğmuştu. - Somebody had drowned her in the bathtub.

Birinin bağırdığını duyduk. - We heard somebody shout.

to them
onlara

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

O, onlara karşı çok nazikti. - He was very kind to them.

somebody
bir kimse
to me
bana göre

Sen bana göre her şeysin. - You are everything to me.

O bana göre iki yıl kıdemli. - She is senior to me by two years.

to you
sana

Bu kitap sana epey faydalı olabilir. - This book may well be useful to you.

Sana hikayeyi kim anlattı? - Who told the story to you?

to us
bize

Tom bize yazacağını söyledi. - Tom said he would write to us.

Bay Hasimoto bize karşı adil. - Mr. Hashimoto is fair to us.

important person
ağır top
to it
ona
to someone
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

to you
size

Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım. - I will write to you as soon as I can.

Ne yapılacağı size kalmış. - What to do is up to you.

somebody
önemli birisi
to someone
birine

Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz. - In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme. - Don't lend money to someone who can't have a morning erection.

somebody
{i} kimisi
to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bunun anahtarının nerede olduğunu biliyor musunuz? - Do you know where the key to this is?

Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin. - If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
important person
önemli kimse
somebody
{z} biri, birisi, bir kimse: Somebody telephoned you. Biri sana telefon etti. i., k.dili. önemli biri, hatırı sayılır biri
somebody
{i} şahsiyet
somebody
hatırı sayılır kimse
somebody
{i} önemli kimse

Ben önemli kimseyim ve önemliyim. - I am somebody and I am important.

somebody
büyük şahsiyet
somebody
{i} bazısı
somebody
{i} kimse

Ben önemli kimseyim ve önemliyim. - I am somebody and I am important.

Fransızca anlayan kimseyi arıyorum. - I'm looking for somebody who understands French.

to her
ona
to him
ona

Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz. - You may as well say it to him in advance.

Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu. - We had no choice but to leave the matter to him.

to someone
hatır için as a favor
to this
buna

Buna alışabildiğimi düşünüyorum. - I think I could get used to this.

O elbiseyi buna tercih ederim. - I prefer that dress to this one.

to somebody

    Расстановка переносов

    to some·bo·dy

    Турецкое произношение

    tı sʌmbıdi

    Произношение

    /tə ˈsəmbədē/ /tə ˈsʌmbədiː/

    Видео

    ... When somebody does a Google search and one of the results ...
    ... Somebody in the office was, like, "Who sent all these ...
Избранное