to smell; to sniff; to scent

Английский Язык - Турецкий язык

Определение to smell; to sniff; to scent в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

nose

{i} burun

Sen hiç yazın bir burun kanaması yaşadın mı? - Have you ever had a nosebleed in summer?

Tom'un burun halkası hakkında ne düşünüyorsun? - What do you think of Tom's nose ring?

nose

yavaş ilerlemek

nose

apaçık

nose

gitmek

nose

{f} yavaş ilerle

nose

burnunu sürmek

nose

itmek

nose

yavaşça ya da dikkatle ilerlemek

nose

koklamak

nose

ağır ağır ilerlemek

nose

burun ile dokunmak veya burnu sürmek

nose

koklayarak aramak

nose

(Askeri) BAŞ, UÇ, BURUN: Bir mermi, bomba, uçak, panel, köprü vesairenin önü, ucu veya ileri tarafı

nose

{i} koklama duyusu

nose

{i} (uçakta) burun

nose

{i} koku alma yeteneği

nose

{f} koku almak

nose

{i} emzik [mot.]

Английский Язык - Английский Язык

Определение to smell; to sniff; to scent в Английский Язык Английский Язык словарь

nose