Tom Mary'yi susturmak için elini kaldırdı.
- Tom held up his hand to silence Mary.
Onların hepsi paralarını geri almak için yaygara koparıyor.
- They're all clamoring to get their money back.
Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.
- We sat together in silence for some time.
Sessizlik rızayı işaret eder.
- Silence implies consent.
Sınıfta en aptal çocuktur.
- He is the dumbest kid in the class.
Tüm sarışınlar aptal değildir.
- Not all blondes are dumb.
Diğer bir deyişle, o dilsizdir.
- In other words, she's dumb.
O, kör sağır ve dilsizdi.
- She was blind, deaf, and dumb.
Sami, Leyla'nın susmasını istedi.
- Sami wanted Layla silenced.
Konuşma gümüştür ama susma altındır.
- Speech is silver, but silence is golden.
Leyla tanıkları susturma kararı aldı.
- Layla decided to silence the witnesses.
Tom Mary'yi susturmak için elini kaldırdı.
- Tom held up his hand to silence Mary.
Söz gümüşse, sükut altındır.
- Speech is silver, silence is golden.
Sükût ikrardan gelir.
- Silence implies consent.
Can you silence the crowd, so we can start the show?.
During silence a message came to me that there was that of God in every person.
... Or there may simply be silence. ...