Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Öyle görünüyor ki Tom'un arabasının yeni bir takım lastiğe ihtiyacı var.
- Apparently, Tom's car needs a new set of tires.
Tom'un her gece yatmaya gitmeden önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır.
- The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.
Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
- We have to set the scene for negotiations.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Grup sadece ilk setini bitirdi.
- The band has just finished their first set.
Güneş batmak üzeredir.
- The sun is about to set.
Güneş batmak üzereydi.
- The sun was about to set.
Reel sayılar kümesi sayılamazdır.
- The set of real numbers is uncountable.
Asal sayılar kümesi sayılabilir.
- The set of prime numbers is countable.
Güneş batmak üzereydi.
- The sun was about to set.
Güneş batmak üzeredir.
- The sun is about to set.
Tom çalar saatini ayarlamayı unuttu.
- Tom forgot to set his alarm clock.
Çalar saatini ayarlamayı unutma.
- Don't forget to set your alarm clock.
İsyancılar sadece rehine almadılar, aynı zamanda tüm köyü ateşe verdiler.
- The rebels did not only take hostages, but also set the entire village on fire.
Bilgisayarlar neredeyse her zaman aynı fiyata sahiptir. Belki fiyatlar müşterinin satın alma yeteneğine göre belirlenir.
- Computers almost always have the same price. Maybe the prices are set according to the customers' buying ability.
Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
- Tom appears to have achieved what he set out to do.
O daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapmak için yola çıktı.
- He set out to do something that had never been done before.
Vücudun katılaşması ölümden hemen sonra başlar.
- Rigor mortis sets in soon after death.
Çalar saatin ayarını ayarla.
- Adjust the setting of the alarm clock.
Tom çalar saatini ayarlamayı unuttu.
- Tom forgot to set his alarm clock.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
- You should respect the rules your parents set for you.
Beş veya altı Nisan'da bizimle bir toplantı düzenlemek mümkün müdür?
- Would it be possible to set up a meeting with us on April fifth or sixth?
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
a set of tables.
to set the rent.
nail set.
I’m set against the idea of smacking children to punish them.
television set.
In the Annapolis Valley, in spite of an irregular bloom, the fruit has set well and has, as yet, been little affected by scab.
An incident which happened about this time will set the characters of these two lads more fairly before the discerning reader than is in the power of the longest dissertation.
Please set the table for our guests.
a set of tools.
The king is set from London, and the scene is now transported, gentles, to Southampton.
The glue sets in 4 minutes.
He set down on the stool in the corner of the room.
set on getting to his destination.
This is the fourth set of benchpresses.
He plays the set on Saturdays.
a set menu.
The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.
- Belize set resifi, kuzey yarımküredeki en büyük set resifidir ve aynı zamanda popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delikle de ünlüdür.
Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.
- Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
The levee kept the floodwater back.
- Su seti seli geri tuttu.
Australia's Great Barrier Reef is threatened by climate change.
- Avustralya'nın Büyük Set Resif'i iklim değişikliği tarafından tehdit edilmektedir.
The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.
- Belize set resifi, kuzey yarımküredeki en büyük set resifidir ve aynı zamanda popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delikle de ünlüdür.
Don't forget to take the first-aid kit.
- İlk yardım setini almayı unutma.
I have a first aid kit in my car.
- Arabamda ilk yardım setim var.
Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
- Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
He could not buy the stereo set at such a price.
- Böyle bir fiyata müzik seti satın alamazsın.
Is there a stereo in your bedroom?
- Yatak odanda bir müzik seti var mı?
The collection of Shakespeare/Ömer Seyfettin.
... markets, but we've also set up a task force for trade that goes after anybody who is taking ...
... LINUS UPSON: Ready, set, go. ...