to separate, divide

listen to the pronunciation of to separate, divide
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to separate, divide в Английский Язык Турецкий язык словарь

twin
{s} ikiz

Şu ikizler bezelyedeki iki tane gibi benziyorlar. - Those twins look like two peas in a pod.

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok. - Though they're twins, they don't have many interests in common.

twin
birbirine tamamen benzeyen
twin

Eşim ve ben ikizler için isimler üzerinde karar veremiyoruz. - My wife and I can't decide on names for the twins.

twin
(Turizm) iki yataklı otel odası
twin
çifte
twin
ikili
to divide
parçalara bölmek
twin
{s} çift: twin beds çift yatak
twin
{s} çift

Çift yataklı bir oda istiyorum lütfen. - I'd like a twin room, please.

twin
(isim) ikizlerden biri
twin
{s} ikiz: twin brother/sister ikiz kardeş
twin
{i} ikiz: She gave birth to twins. İkiz doğurdu
twin
{i} ikizlerden biri

İkizlerden biri hayatta, ancak diğer ölü. - One of the twins is alive, but the other is dead.

Английский Язык - Английский Язык
twin
To divide
dissever
to separate, divide
Избранное