to seduce; to prompt to evil; to tempt

listen to the pronunciation of to seduce; to prompt to evil; to tempt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to seduce; to prompt to evil; to tempt в Английский Язык Турецкий язык словарь

suggest
önermek

Hiç kimsenin önermek için yeni bir şeyi olmadığı açıktır. - It is clear that no one has anything new to suggest.

Ben aynı şeyi önermek üzereydim. - I was about to suggest the same thing.

suggest
{f} teklif etmek
suggest
{f} fikir vermek
suggest
hissini vermek
suggest
(fiil) önermek, teklif etmek, akla getirmek, tavsiye etmek, fikir vermek, telkin etmek, aşılamak, izlenimini uyandırmak, öne sürmek, ima etmek, sezdirmek
suggest
fikir beyan etmek
suggest
hatıra getirmek
suggest
belirli bir izlenim bırakmak
suggest
{f} aşılamak
suggest
meydana atmak
suggest
göstermek

Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir. - Recent studies suggest that this is not the case.

Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir. - His accent suggests he is a foreigner.

suggest
işaret etmek

Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum. - I'd like to point out some problems regarding your suggestion.

suggest
{f} ima etmek
suggest
imada bulunmak
suggest
{f} (belirli bir) izlenim bırakmak
suggest
(to) Önermek
suggest
öne sürmek ileri sürmek
suggest
ima ve ihtar suretiyle bildirmek veya söylemek
suggest
{f} (bir şey) (başka bir şeyi) akla getirmek
Английский Язык - Английский Язык
suggest
to seduce; to prompt to evil; to tempt
Избранное