Söylenti gerçek oldu.
- The rumor proved to be true.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- A rumor circulated through the city.
Bu dedikodular muhtemelen doğru.
- These rumors are probably true.
Bu dedikoduyu kimin çıkardığını biliyorum.
- I know who started the rumor.
Tom bir çift siyah ayakkabı aramak için dolabını didik didik aradı.
- Tom rummaged through his closet looking for a pair of black shoes.