O, uçurumun kenarında durdu. - He stood on the edge of the cliff.
O, uçurumun kenarında durdu.
He stood on the edge of the cliff.
Tom Mary'yi uçurumun kenarından itti. - Tom pushed Mary off the edge of the cliff.
Tom Mary'yi uçurumun kenarından itti.
Tom pushed Mary off the edge of the cliff.