Onlar krize yanıt vermek için para sıkıntısı çekiyorlar.
- They are short of money to respond to the crisis.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
- Sometimes, the best response is to restrain yourself from responding.
Karşılık vermek için rahatsız olma.
- Don't bother to respond.
Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.
- The president was nice enough to respond to my letter.
Ona cevap vermek istiyorum.
- I'd like to respond to that.
Mektubumu çok hızlı yanıtladı.
- He responded very quickly to my letter.
Tom anında yanıtladı.
- Tom responded instantly.
Tom responded to the medicine so well that she was better in two days.
Ben onun sorusuna yanıt verebilirim.
- I can respond to his question.
Ona nasıl yanıt vereceğimi bilmiyorum bile.
- I don't even know how to respond to that.
... MR. LEHRER: Mr. President, please respond directly to what the governor just said about ...
... PRESIDENT OBAMA: Jim, if I ' if I can just respond very quickly, first of all, every ...