Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Bir Sovyetolojist ne araştırır?
- What does a Sovietologist research?
Aslında onu şimdi araştırıyoruz.
- We're actually researching that right now.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.
... world-class, if we are not investing in basic research in ...
... for trends in the research. ...