Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
- I don't tend to look back and regret what I've done.
Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum.
- I don't want to regret anything.
Tom'un çok sayıda pişmanlıkları var.
- Tom has many regrets.
Yapmış olduğumdan hiçbir pişmanlık duymuyorum.
- I have no regrets for what I have done.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
Annesinin kaybı ona üzüntü ve pişmanlık getirdi.
- The loss of his mother brought him sorrow and regret.
İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.
- People regretted his sudden death deeply.
Onunla karşılaşma yoksa üzülürsün.
- Don't cross him or you'll regret it.
Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
- To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
He regretted his words.
I regret that I have to do this, but I don't have a choice.
... Don't hide yourself in regret. ...
... The regret of some days waking up and not ...