Mükâfatlandırılacaksınız.
- You will be rewarded.
İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
- The reward of a thing well done is to have done it.
Fazilet onun kendi mükafatıdır.
- Virtue is its own reward.
İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
- The reward of a thing well done is to have done it.
Tom'un çabaları ödüllendirildi.
- Tom's efforts were rewarded.
Tom bir ödülü hak ediyor.
- Tom deserves a reward.
Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
- Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
Decorations are meant to reward the most meritous acts and services.
The judge ordered the defendant to recompense the plaintiff by paying $100.
She in regard thereof him recompenst / With golden words, and goodly countenance, / And such fond fauours sparingly dispenst .