Ben aynı şeyi önermek üzereydim.
- I was about to suggest the same thing.
Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok.
- There's no evidence to suggest that Tom was the killer.
Tavsiye etmek istediğim çok ilginç bir site buldum.
- I found out a very interesting site I'd like to recommend.
Tom romanı onlara önerdi.
- Tom recommended the novel to them.
Sizi bana Dr. Klein önerdi.
- Dr. Klein recommended you to me.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
- His accent suggests he is a foreigner.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
- Recent studies suggest that this is not the case.
Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
- I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
The guidebook suggests that we visit the local cathedral, which is apparently beautiful.
The therapist recommends resting the mind and exercising the body.
The board recommends Philips, given his ample experience in similar positions.
A medieval oblate's parents recommended the boy for life to God and the monastery.
... a lot of people recommend "Strength Finder" ...