Bu senin menfaatin için.
- This is for your benefit.
Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
- The new road will benefit the people living in the hills.
Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
- This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.
- He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!
Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
- It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
- You will benefit by a trip abroad.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
- The community will benefit from the new industry.