Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
- I was caught in the rain on my way home.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- I called a cab, because it was raining.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
- How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
Pazardan beri yağmur yağmaktadır.
- It has been raining since Sunday.
İki gündür yağmur yağmaktadır.
- It has been raining for two days.
Bombs rained from the sky.
It will rain today.
The boxer rained punches on his opponent's head.
... have to flat subject to the ourselves so the wind and rain ...
... Onto any world where you hope to have life, a little rain must fall. ...