Tom seçeneklerini düşündü.
- Tom considered his options.
Hangi ödeme seçenekleri mevcut?
- What payment options are available?
Ben, seçeneği destekliyorum.
- I am in favor of the option.
Tom'un başka seçeneği yoktu.
- Tom had no options left.
Leyla ikinci seçeneği tercih ediyor.
- Layla prefers the second option.
Biz burada çok fazla şıklara sahip değiliz.
- We don't have a lot of options here.
Ben iki şıklar arasında seçtim.
- I chose between two options.
Seçmek için sadece üç seçeneğin var.
- You have only three options to select.
The new novel was optioned by the film studio, but they'll probably never decide to make a movie from it.