to press, solicit, ask, incite, provoke

listen to the pronunciation of to press, solicit, ask, incite, provoke
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to press, solicit, ask, incite, provoke в Английский Язык Турецкий язык словарь

urge
{i} dürtü

Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti. - He felt a sudden urge to write a novel.

Ben alkışlama dürtüsüne karşı koyamadım. - I couldn't resist the urge to applaud.

urge
{i} teşvik

O, onu dikkatli sürmesi için teşvik etti. - She urged him to drive carefully.

Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti. - Tom urged Mary to study harder.

urge
{f} ısrar etmek
urge
{f} ileri sürmek
urge
{i} arzu

Tom Mary'yi öpmek için bir arzu hissetti. - Tom felt an urge to kiss Mary.

Tom kaçma arzusu hissetti. - Tom felt the urge to run away.

urge
{f} baskı yapmak
urge
şiddetli istek
urge
{f} ısrarla tavsiye etmek
urge
zorlamak
urge
{f} teşvik et

Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti. - Tom urged Mary to study harder.

O, onu dikkatli sürmesi için teşvik etti. - She urged him to drive carefully.

urge
sevketmek
urge
gereksinim
urge
sıkıştırmak
urge
ısrarla anlatmak
urge
(fiil) ileri sürmek, sevketmek, ısrarla tavsiye etmek, ısrar etmek, sıkıştırmek, zorlamak, baskı yapmak, teşvik etmek
urge
itici kuvvet
urge
{f} sıkıştırmek
Английский Язык - Английский Язык
{v} urge
to press, solicit, ask, incite, provoke

    Расстановка переносов

    to press, solicit, ask, incite, pro·voke

    Произношение

Избранное