Английский Язык - Турецкий язык
Определение to present (a viewpoint or an argument therefor) в Английский Язык Турецкий язык словарь
- argue
- {f} karşı gelmek
- argue
- {f} itiraz etmek
- argue
- atışmak
- argue
- (Kanun) müzakere etmek
- argue
- münakaşa
Ne hakkında münakaşa ettiler.
-What did they argue about?
Tom ve Mary münakaşa etmeye başladılar.
-Tom and Mary began to argue.
- argue
- -e alamet olmak
- argue
- -e belirti olmak
- argue
- becelleşmek
- argue
- tartışmak
Tom Mary ile tartışmak istemiyor.
-Tom doesn't want to argue with Mary.
Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.
-Some people hate to argue.
- argue
- müdafaa etmek
- argue
- sebep ve delil göstermek
- argue
- {f} görüşmek
- argue
- {f} tartışmak, münakaşa etmek
- argue
- (fiil) tartışmak, görüşmek, itiraz etmek, karşı gelmek, iddia etmek, münakaşa etmek, savunmak, ikna etmek, belli etmek, göstergesi olmak, ispatı olmak; kandırmak
- argue
- {f} kavga etmek; çekişmek; atışmak
- argue
- {f} savunmak
- argue
- {f} that -i savunmak, -i iddia etmek
- argue
- out of ile caydırmak
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to present (a viewpoint or an argument therefor) в Английский Язык Английский Язык словарь
- argue
He argued that America should stop Lend-Lease convoying because it needed to fortify its own Army with the supplies.
to present (a viewpoint or an argument therefor)
Расстановка переносов
to pres·ent (a view·point or an ar·gu·ment therefor)Resimler
Избранное