O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
- He usually wants to practise his English on me.
İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
- I want to practise my English.
O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
- He usually wants to practise his English on me.
İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
- I want to practise my English.
O genellikle İngilizcesini benim üzerimde pratik yapmak istiyor
- He usually wants to practise his English on me.
Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.
- Tom practised his speech in front of the mirror.
İngilizcemi pratik yapmak istiyorum.
- I want to practise my English.
Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.
- Tom practised his speech in front of the mirror.
Seninle pratik yapmak istiyorum.
- I want to practice with you.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
- He used every chance to practice English.
She practised law for forty years before retiring.
You should practise playing piano every day.
If you want to speak French well, you need to practise.