Otobüs yolcuları almak için durdu.
- The bus stopped to pick up passengers.
Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.
- Jim dropped his pen and bent to pick it up.
Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Yeni bir gözlük seçmek uzun zamanımı aldı.
- It took me a long time to pick out a new pair of glasses.
O, papatya toplamaktan vazgeçti.
- She stopped picking daisies.
Kirazlar toplamak için yeterince olgun mu?
- Are the cherries ripe enough to pick?
O, onun seçmesini umduğun bir adamla evlendi.
- She married to the kind of man you would expect her to pick.
Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.
- They let me pick a present.
Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.
- Jim dropped his pen and bent to pick it up.
Tom ve John bazı kızları almak için dün gece bara gittiler.
- Tom and John went to the bar last night to pick up some girls.
Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
- After I pick some blueberries, I make a tart.
Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.
- I should like to see the trees from which you picked these apples.
Tom kazma ve kürekle bir çukur kazdı.
- Tom dug a hole with a pick and a shovel.
Bir kazmam, iki küreğim ve bir el arabam var.
- I have a pick, two shovels and a wheelbarrow.
O üç yeni pena satın aldı.
- She bought three new picks.
Tom bir tomruğa oturdu, gitarını mızrapla çalıyordu.
- Tom sat on a log, picking his guitar.
O üç yeni mızrap satın aldı.
- She bought three new picks.
I need to choose a costume for Purim.
- I need to pick out a Purim costume.
I'll pick the one with the nicest name.
He didn't pick the googly, and was bowled.
It's time to pick the tomatoes.
He picked his nose.
... could pick up all sorts of things. ...
... BERNI SEEFELD: So when you pick it up, check your inbox ...