to persuade by reasoning or argument

listen to the pronunciation of to persuade by reasoning or argument
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to persuade by reasoning or argument в Английский Язык Турецкий язык словарь

reason
neden

Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi. - For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.

Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var. - There are a good many reasons why you shouldn't do it.

reason
{i} gerekçe

Gerekçelerini anlıyorum. - I understand your reasons.

Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi. - I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.

reason
{i} hikmet
reason
{i} 1. neden, sebep: There are several reasons why I'm not going. Gitmemem için birkaç neden var. The reasons you've given won't do. Sebep
reason
{f} konuşmak
reason
{f} etraflıca düşünmek
reason
{f} usavurmak
reason
bring to reason aklını başına getirmek
reason
neden, sebep: There are several reasons why I'm not going. Gitmemem için birkaç neden var. The reasons you've given won't do. Sebep
reason
{f} muhakeme etmek
reason
{f} sonuç çıkarmak
reason
{f} çözmek
reason
sağduyu
reason
us
reason
uslamlamak
reason
sebeb

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir. - The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.

Tom sebebini bilmek istiyor. - Tom would like to know the reason.

reason
usa vurmak
reason
(isim) sebep, neden, gerekçe, sağduyu, akıl, hikmet, mantık, us, insaf, adalet
Английский Язык - Английский Язык
reason
to persuade by reasoning or argument

    Расстановка переносов

    to per·suade by rea·son·ing or ar·gu·ment

    Турецкое произношение

    tı pırsweyd bay rizınîng ır ärgyımınt

    Произношение

    /tə pərˈswād ˈbī ˈrēzənəɴɢ ər ˈärgyəmənt/ /tə pɜrˈsweɪd ˈbaɪ ˈriːzənɪŋ ɜr ˈɑːrɡjəmənt/
Избранное