Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
- I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Oturmak istiyor musunuz?
- Do you want to sit down?
The temple has sat atop that hill for centuries.