Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.
- We must hurry if we want to arrive at the station on time.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum.
- I don't want to arrive all sweaty at work.
Erken gelmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to arrive early.
Dün Tokyo'ya ulaştım.
- Yesterday I arrived in Tokyo.
Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
- You should arrive at school before nine.
He had finally arrived on Broadway.